15.12.2024
Yalan ölümlüdür yalancılar gibi ve hemen unutulur. Doğru ise toprağa düşse dahi ebediyen yeşerir ve hep yeni jenerasyonları besler…
Tarafınızdan geçici olarak savaş delegasyonuyla görevlendirilmiş bulunduğum, herkesin üzerinde tartıştığı ve kimsenin itaat etmediği bir kumandanlığın sorumluluğunu daha fazla taşıyamayacağımı hissediyorum... Bir devrimcinin gücünün kaynağının ancak durumun belirginliğinde var olduğunu bildiğimden, seçecek iki yolum var: Hareketimi kısıtlayan engeli kırmak veya geri çekilmek. Engeli kırmayacağım çünkü engel sizsiniz ve sizin acizliğiniz: Halkın egemenliğine saldırıda bulunmak istemem. Görevden ayrılıyorum ve sizden Mazas'ta bir hücre istemekten onur duyuyorum. – Bismarck dönemi Komutanlarından Louis Rossel –
Yukarıda
Komutan Rossel’in, bizim Atatürk’ün askerleri için de mükemmel biçilmiş bir
ifadesini okudunuz. Atatürk’ün askeri olduklarını haykırıp ant içerek mezun
olan Teğmenlerin, ileride en azından yapay menfaatleri dışlamış, onur ve erdem
değeri yüksek Komutan Rossel çizgisinde birer Komutan olacaklarına inandığım
için, bu alıntıyla anımsatıyorum. Bu genç Teğmenlere hitaben, her şeyin
gönüllerince olmasını bütün kalbimle diliyorum. Dimdik ayakta kalarak ve
çevrelerindeki zırvalara kulaklarını tıkayarak yollarına azimle devam
etmelerini de gönlümle niyaz ediyorum. Hiç unutmasınlar ki gelecek,
anavatanlarına sahip ve milli müktesebatlarını koruyanların olacaktır.
Suriye’de meydana gelen karışıklık, sistematik bir şekilde BOP
Projesinin devamı olarak, sınırların değişeceği bağlamında devam ediyor. Öyle
ki Rusya’nın başına sardıkları Ukrayna desteğinin inatla sürdürülmesinin ana
nedeni de budur. Ve bu nedenle de Rusya’nın Suriye’de planlanan senaryolara
müdahil olmaması, şimdilik başarıyla sağlandı.
Yalnız nereden bakılırsa bakılsın, bilumum çapulcuyla oluşturulmak
istenen şaibeli yüksek hedefler, hele de bugünkü çağdaş dönemde asla elde
edilemez. Tarihi, entrika ve sahtekarlıklarla dolu Latin Batıda bile benzer
durumlar, tarihte çok maliyetli ve beklenmedik sonuçlar yaratmıştır. Çünkü
yalan ve entrika, kaynağı insan olduğu için, hiçbir zaman istenen karşılığını
bulamamıştır.
Nitekim şimdi de İmralı’yla diyalog öneren Cumhur ittifakı, Kürt
meselesini milli ve tam bağımsız ve milli bir varyasyonda sonuçlandıramayacak
olduğu için taraflara güven vermediğinden, akim kalmak zorundadır. Bağlamında
binlerce yetişkin insan ve çocuk katili Öcalan ile neredeyse affı da
uygulanacak bir çözüme gidilmesi, ileride hukuki ve de tarihi koca bir kara
leke olarak anılacaktır.
Gürcistan ve Güney Kore’de emperyalist parmaklı pandomimalar yeni
Ukraynalar yaratacağa benziyor. Şayet bu da gerçekleşirse esas pandomima işte
ondan sonra kopacaktır. USA materyalist emellerine tek başına ulaşamayacağından
kendine ekstra sağcı veya faşist yandaşlar yaratmak zorundadır. Bu durum
bilhassa da üçüncü dünyada, yeni devlet birlikleri oluşturmak demektir.
İşte sadece bu neden bile, artık çizgiyi aşan emperyalist USA’nın,
muhtemelen de ilk önce, en ağır faturayı ödemek zorunda kalacağını
göstermektedir. Böyle bir tahsilat da artık yeni bir Dünya savaşıyla mı olur,
fazla önem taşımayacaktır. Çünkü olan olacak, neticede bir hayli kan akacaktır.
Ve geriye kalanlarda salt enkazı kaldırmaya, vakit geçirmeden başlayacaklardır.
Dünya bir karadeliğe düşmediğine göre, 10 milyar insanın hepsinin birden telef
olmasına imkân yoktur. Elbette geriye kalanlar yeni bir dünya yaşamına başlamak
üzere, tarihin ilk dönemlerinde olduğu üzere, Homosaphien Klanları gibi yine
bir araya gelmek zorunda kalacaklardır.
Ama bu defa kütüphaneleriyle bilinçli ve savaş acılarıyla deneyimli
olarak. Yalnız aynı bağlamda uhrevi inançlardan yardım arayan dincilerin
inançları, salt okültik kavramlar olarak yazılacaklardır. Bakın mesela USA,
Ortadoğu’da yer kapma hazırlığını, ordusunu bile kullanmadan boşuna mı İsrail’e
yaptırıyor. Suriye’de ise gelişen değişimde, bizi en fazla ilgilendiren, dış
siyaset ve yurt meselelerinde yetersizliği artık tahammül sınırlarını da aşmış
Hükümet becerisizliğinin, Suriye’yi bize, birde müktesebat meselesi haline
getirebilecek olduğudur. Bu nedenle da en başta CHP olmak üzere bütün milli
muhalefetin, dört göz ve kulakla bu konuya odaklanması gerekiyor. O halde
proaktif bir siyaset kaçınılamaz hale gelmiş olacaktır.
Geçen günlerde
Seferihisar’da oturduğumuz bölgede, iki aile arasında çıkan müsademede, bir
sivil polisinde öldürülmesi çok can sıkıcıydı. Gerçi silahlı bir müsademeye
büyük bir düşüncesizlikle sivil polislerin yollanması, siviller karşı tarafın
elemanlarıyla karıştırılınca ateş altında kaldılar, bir ölü, bir de yaralı
verdiler sanıyorum. Gerçi suçlu olduğunu sandıkları kişinin bize yaklaşık
200-300 metre uzaktaki otomobil satış ofisini, çevre komşuları tahrip ederek
tanınmaz hale getirdiler; ama üzücü olan genç polisin pisi pisine hayatını
kaybetmesiydi. Herhalde kızgın vatandaşlar da bu durumu protesto etmişlerdi.
Bir de çocuğu olan genç adama, rahmetler olsun.
1-Suriye’de, Rus desteği biten Esad devrinin sona ermesi ve yeni bir
dönemin başlayacak olması yeni sorunları da şüphesiz beraberinde
oluşturmaktadır. Dolayısıyla yakın günler, bir hayli karışık olan Suriye’nin
yeni durumu, Türkiye’de oluşacak siyasi tabloyu da boyamaya başlayacaktır.
Çünkü, BOP bağlamında BAAS dönemi bitirildi, şimdi sırada Türkiye’mizdeki Saray
rejimi var artık. Üniter Suriye bir kabile Devleti olmadığı için elbette
gereğini yapacaktır. Hele HTŞ bir ihtilal örgütüyse, ki öyle olduğunu
düşünüyorum, nasıl olsa arkadan bir çağdaş devrim gelecektir. Çünkü ana mesele,
tek adamsız; ama yabancı kökenli örgütlerden arınmış ve tek meclisli bir
Devletin kurulmasıdır.
2-Birde ikinci olası bir senaryoyu da yazıyorum. Tarihi Suriye
Devletini de nihayet USA ve diğerleri olan emperyalist Mafyanın milli Suriye
itilaf güçleri yaftalı BOP Lejyonerleri çapulcularına, mermi bile atmadan
teslim ettiniz, şimdi alın eserinizin hayrını görün artık. Bundan sonra size
Suriyeli denir mi artık, şimdilik o da bilinmiyor. Eskiden bir anavatan
Devletiniz ve Suriye vatandaşı kimliğiniz vardı. Gerçi tek adam rejiminden
kurtuldunuz, yalnız en azından bölünmüş emperyalist sömürgesi değildiniz ve
maalesef sizin de içinize ekilen BOP tohumları, sizi de parçalı bir sömürgeye
dönüştürdü sonunda. Bunu da sakın aklınızdan çıkarmayın. Yalnız size yapılan
bizim de başımıza gelebileceği için, bizim de Suriye örneğini çok ayrıntılı
değerlendirmemiz gerekiyor kardeşler. Çünkü ‘Ortadoğu’ya sahip olan Dünyaya
sahip olur’ tarihsel ifadesi, laf olsun diye söylenmemiştir. İnşallah siz bu
senaryoyu yaşamazsınız. Aman dikkatli olun.
Yalnız her şey aynada görünür hale gelmeden, Türk askeri Suriye’yi
asla terk etmemelidir. Bize gelince, bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti, şayet
BOP oyununu kendi müktesebat senaryosuyla birleştiremezse, çok daha kaotik bir
duruma girecek demektir. Yani Atatürk dehası ve İnönü vefasıyla, ikinci Dünya
savaşından kurtulduğumuz gibi, Saray rejiminden arınmış bir milli Meclisle aynı
yolda kalırsak ancak, bu badireden de kurtulmuş, milli müktesebatımızı korumuş
ve BOP sahnesine de figüran olmamış oluruz.
Zira yakın çevremizde BOP emperyalist projesiyle bir şekilde ilişki
kuranların zamanı gelince uçaklarıyla bile telef edildiklerini veya edilecek
olduklarını asla unutmamalıyız. Çünkü tarih telef edilen entrikacılarla
doludur. Ayrıca BOP projesi baş emperyalistinin Ortadoğu Devletlerinde neden
Senato istemediğini de daha açık anlamış oluruz. Hal bu olunca, yani, mekânını
mezarına dönüştüren tek canlı olan insan, Dünya egemenliğini de ele geçirmeye
kalkınca, tarihin bütün benzer durumlarında olduğu gibi, bir Cihan harbi
kaçınılmaz olur. Yalnız bu defa herkes elindekini ortaya dökerse, bu son savaş
eskilerine rahmet okutacaktır. Tam da sevgili Atatürk’ün doğrulup kapımızı
gümbür gümbür çaldığı günlerde, aman aklımızı biran evvel başımıza toplayalım.
Dünya’nın bütün ezilenleri ve barışseverlerinin,
yeni yılda gönüllerindeki özlemlerin gerçekleşmesini, en samimi temennilerimle
diliyorum…
Serendip
Altındal
Özün Kişiliğinin Aynasıdır
(Eski makaleler)
serendipaltindal03.blogspot.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder