Blog Arşivi

15 Ocak 2023 Pazar

LOZAN SONRASI..

 


            Lozan antlaşması yapılırken, haklarını saldırgan emperyalistten söke söke alan Türkiye Cumhuriyet’i, İstiklal Savaşı sonrasında Devletinin kazanmış olduğu bütün hak ve esaslar, yeni mübadelelere ve emperyalist antlaşmalara da gerekçe aranmadan, diğer bütün ulus Devletlerin ebedi milli bütünlük haklarıyla aynı bileşkede ve herhangi Devletler üstü bir konsorsiyuma ihtiyaç olmadan tamamen tarafsız, yeniden evrenselleştirilmelidir. Ve süresi biten Lozan antlaşmasının orasıyla, burasıyla artık uğraşılmamalıdır.

 

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık meselesi artık kapanmıştır. Konsorsiyumdan anladığımız ise bundan sonra bugün birçok kalkınmış ulus Devletin üstünde yer alan çok uluslu Şirketlerin yeni bir Dünya harbinin de nedeni olacakları ve artık yeni bir Dünya savaşının da son sözü söyleyecek olduğu için kullandığım bir kavramdır.

 

Ki bu kaçınılamaz durum asla göz ardı edilmemelidir. Bu bağlamda başımızdaki Lozan’ı bile tanımayan müstevli İktidardan kurtulurken, Lozan sonrası yeni milli bekamızın esaslarını da perçinlemek zorunda olduğumuz yeni bir yıla girdiğimizi de asla aklımızdan çıkarmayalım. Ve bilelim ki ülkemize çeşitli manevralarla sokulan AB & USA Lejyoneri 13 milyon sığınmacı nitelikli göçmeni, seçimlerden sonra AKP İktidarda olmasa dahi BOP projesi bağlamında, ileride yine kullanılmak üzere hem de maliyetleriyle birlikte sahiplenmemizin de yasallaştırılmaya çalışılacağıdır.

 

Ayrıca Lozan antlaşmasından sonra Lozan yaftalı yeni bir Sevr antlaşması bize yutturulamamalıdır. Bizi bölmeye kalkanlarsa milli beka gereğimiz olan yukarıdaki Lozan sonrası yeni Türkiye haritasını da artık duvarlarına asmalıdırlar. Aynı bağlamda, Prof. Dr. Anıl Çeçen’in “Mübadilleriyle Ulus Devlet - Sığınmacılarıyla Federasyon” başlıklı makalesi dikkatle okunmalıdır. Bunları konuşurken, elbette her türlü egosantrik yaklaşımları unutup, particiliği bir kenara koymalıyız. Hep birlikte halk ittifakı çizgisinde, acilen ihtiyacımız olan bütün devrimsel yapılanmaları gerçekleştirecek ve yeni Cumhurbaşkanı adayının tecrübe ve liyakatinde derhal mutabakat sağlayacak bir 6’lı masa dik duruşunun artık sadece hedefe odaklanmasının, tek hedefimiz olması gerektiğini tekrar herkese hatırlatmak istiyorum.

 

Bir Ülkü Ocakları yöneticisi ve aynı zamanda sevilen bir doçent ve iki küçük kız evlat babası olan Sinan Ateş’in öldürülmesi, Cumhur ittifakının duyarsız ve tutarsız davranışlarıyla, kitleleri sokağa dökerek ülkeyi seçimler öncesi, bir OHAL zorlamasına taşımaya çalışan birilerinin yeni bir manevrası olduğu çok açıktır. Bakalım daha ne pis işlere tevessül edilecek, ne melun hilelere bulaşacaklardır. Aynı bağlamda, Cumhur ittifakına da karşı olan Sinan Ateş’in bilinçli olarak emperyalist mafya tarafından öldürülmediğini de kim söyleyebilir?

 

Demek oluyor ki sözde Erdoğan’la ilgisi olmayan emperyalist parmağının, işin içinde olduğu ve daha da olacağı görülen resimden belli oluyor. Asla doldurmuşa gelmemeli ve seçimlerin en son dakikasına kadar da hedeften şaşmamalı ve her şeyi süpürüp temizleyecek olan millet selini kendi akışına bırakmalıdır. Altılar 10’cu toplantılarını da 9 saatte tamamlayarak, beklenen sona doğru bir adım daha yaklaştılar. Ve bu toplantının sonunda, 6 liderin her konuda tam bir mutabakat içinde oldukları bir kere daha ortaya çıktı. Yalnız 6’lı ittifakı yolundan saptıracak dokunuşlar bizatihi halk ittifakının içinde mevcut dahi olsa, akan selin altında farkındalık yaratmayacaktır.

 

Yani altılar içine Truva atı bile sokmuş olsalar, eski camlar bardak olduğu için artık millet yemiyor. İlaveten Erdoğan’ın ayrışımcı konuşmaları, Bahçeli’nin kışkırtıcı hezeyanları seçimler öncesi bir iç çatışma yaratarak OHAL disiplini altında yapılacak acil bir seçimle milleti eski seçimlerde olduğu gibi yeniden oldubittiyle keten pereye düşürecek bir ortam oluşturarak, şapkadan yine bir Erdoğan çıkartmanın peşinde olduklarını da ortaya koyuyor. O halde bütün bu oligarşik oyunları görmezden gelip hala altılı masada çatlak var diyen karartmacılar bir kere daha çatlasın.

 

Ve bilinsin ki gülmeyi unutanları bile güldüren acayip cezalar ki mesela mimiğe bir de esprinin bindirilmesi gibi, ayrıca tutarsız kışkırtmalar, saçma kararlar ve uzatmalı yıldırma operasyonlarıyla AKP İktidarı, zaten kendisini seçim öncesi meflûç hale getirmiş ve küllen gidişini yedi düvele şimdiden ilan etmiştir. Bir açmaza daha değinmek gerekirse; EYT işlemlerinin acilen bitirileceğini söyleyen Erdoğan ve avenesi, daha önceden de beklendiği gibi şimdi para basarak da bu işin altından kalkamayacaklarını anladıkları için, tahakkuk eden EYT ödemelerini, kendilerinden sonra gelecek Halk İktidarının üstüne yıkacaklarını gösteriyor. Yalnız bu durumda, 6’lı masanın AKP atığı ekonomik enkazı taşıma sorununu nasıl çözebileceği de özellikle açıklık kazanmak zorundadır.

 

6 Ocak günü İstanbul Belediyesinin Bostancı-Dudullu Metro hattının açılış töreninde, İmamoğlu’nun açılış konuşmasından sonra 6’lı masa liderlerinin, teyit, tespit ve bütün birlikteliklerini en iyi temennileriyle ortaya güller gibi serpiştirdikleri konuşmalarını, o dar alanı tamamıyla dolduran, çok daha fazlasının da alan dışında toplandığı İstanbullular, canı yürekten coşkuyla alkışladılar. Ve seçimlere ne kadar özlemle hazırlıklı olduklarını, tüm aynı mekânda bulanamayan bütün diğer vatandaşlarımızı temsilen de açık seçik bütün Dünyaya tekrar gösterdiler.

 

Şimdi de HDP kendi adayıyla seçimlere girecekmiş. Bak sen şu işe, o da şayet kapanmazsa tabi. Ne var ki milli ittifak, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere kendi ulusunun adaylarını bırakıp Amerikancı Federasyon misyoneri HDP adayının, Erdoğan’a tercih edilmesinin arkasına mı sığınacak şimdi, bu çarpıntıdan mı medet umacak yani. Hadi canım geçiniz! Ve diyoruz ki; biz her zaman bize yeteriz, evvel Allah. 2023 seçim sonuçları da bunun esasen tarihte yine bir yeni ve uluslararası görsel şöleni, yazılı bir belgeseli olacaktır. Hiç şüpheniz olmasın. Ne var ki 6’lı masanın daha fazla gecikmeden, ortak Cumhur adayı seçimi ile birlikte, önce de Türkiye Cumhuriyeti milli birliği bağlamında hiçbir ihtilafa neden bırakmadan, milli mutabakat protokolü ve yol haritasını da bir an önce tek ağızdan ve eksiksiz açıklaması gerekçesiyle.

 

                                                                       Serendip Altındal

 

Özün Kişiliğindir...

Özün Kişiliğinin Aynasıdır (Eski makaleler)

serendipaltindal02.blogspot.com

serendipaltindal94@gmail.com

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YALANLAR ÖLÜMLÜDÜR..

                                                                                                        15.12.2024                  ...